ESKİŞEHİR

ESKİŞEHİR
1) Odunpazarı Bölgesi & Odunpazarı Evleri

Kentin kültürel açıdan sahip olduğu zenginliği deneyimlemek ve tarihi hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için Eskişehir gezilecek yerler listenizin ilk sırasına evleriyle meşhur Odunpazarı Bölgesi’ni yazabilirsiniz.
Kentin ilk yerleşim bölgesi olan Odunpazarı, adını eskiden gerçekleştirilen ticari faaliyetlerden alıyor. Günümüzde Yediler Parkı’nın bulunduğu alanda, köylüler bir zamanlar çevredeki kaynaklardan elde ettikleri odunların satışını yapıyormuş.
Bölgeyi gezerken ilk önce Osmanlı sivil mimarisinin tüm özelliklerini bünyelerinde barındıran Odunpazarı Evleri’ni ziyaret edebilirsiniz.
Evlerin büyük çoğunluğu, hala konaklama amaçlı kullanılıyor. Ancak bölgenin turistik açıdan değerinin artmasıyla birlikte bazıları müze, butik otel, kafe ve restorana dönüştürülmüş.
Odunpazarı sokaklarını renklendiren evler dışında bölgede daha birçok gezilecek yer sizleri bekliyor. Odunpazarı Modern Müze, Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Lületaşı Müzesi, Şelale Park, Alaaddin Camii ile Cumhuriyet Tarihi Müzesi başta olmak üzere birbirinden güzel mekânlara bölgeye yönelik gezi programınızda yer verebilirsiniz.
Fotoğraf çekmekten hoşlanan gezginlere paha biçilemez fırsatlar sunan Odunpazarı sokaklarını arşınlarken özgün nitelikli alışveriş seçenekleriyle sık sık karşılaşacağınızı da sakın unutmayın.
El yapımı ürünlere ilgi duyuyorsanız, yerel halkın kapılarının önlerinde açtıkları tezgâhlara göz atabilirsiniz. Alternatif olarak tarihi dokularıyla öne çıkan Atlıhan El Sanatları Çarşısı ve Arasta’daki dükkânları gezebilirsiniz.
Odunpazarı gezintiniz esnasında Eskişehir mutfağının en özgün lezzetlerinin tadına bakma olanağına kavuşacağınızı yeri gelmişken belirteyim.
Bu lezzetlerin başında peynirli ve kıymalı çibörek geliyor. Ancak vakti zamanında Kırım’dan göç eden Tatarlar’a özgü tek lezzetin bu damak çatlatan börek çeşidi olduğunu zannediyorsanız, oldukça yanılıyorsunuz.
Zira bölgedeki restoranlar menülerinde balaban köfte, kuzu sorpa, göbete, kıygaşa gibi seçeneklere de yer veriyor. Zamanınızı daha efektif kullanmak isterseniz, cevizli haşhaşlı ekmek ya da met helvası ile açlığınızı bastırabilirsiniz.

2) Porsuk Çayı & Adalar Bölgesi

Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu Porsuk Çayı, eskiden kirlilikten dolayı kıyısına kimsenin uğramak istemediği bir yerdi. Ancak yerel halkın Adalar adıyla andığı bölge, birbiri ardına gerçekleştirilen ıslah çalışmaları sayesinde Odunpazarı’nın ardından kentin en çok rağbet gören yerine dönüşmüş durumda.
Atatürk, Şair Fuzuli ve Doktorlar caddeleri arasında yer alan Adalar, sosyal açıdan kentin en hareketli kısmı olarak öne çıkıyor.
Zira Eskişehir’in renkli gündelik yaşama sahip olmasında başrolü oynayan birçok mekân, Porsuk Çayı kıyısı boyunca uzanan bu bölgede faaliyet gösteriyor.
Özellikle yazın yoğun ilgi gören kafelerde oturmak istemezseniz, üniversite öğrencilerinin yaptığı gibi yanınıza birkaç atıştırmalık alıp Porsuk kıyısındaki çimlerde oturmayı tercih edebilirsiniz. (2019 yazında çimlere inmek yasaklanmıştı, konu hakkında güncel bilgi almakta yarar var.)
Porsuk Çayı, kıyısını süsleyen kafeleri ve cazip alışveriş fırsatları kadar tekne turlarıyla da gezginleri kendisine çekiyor. Eğer siz de bu turlara katılmak isterseniz, iki farklı seçenek arasından tercihinizi yapabilirsiniz. Yani dilerseniz Venedik ile özdeşleşmiş gondollara binebilir ya da daha kapsamlı olan Esbot seferlerinde yerinizi alabilirsiniz.

3) Sazova Parkı

Eskişehir’in çehresinin tamamen değişmesindeki ve kentin Avrupai görünüme sahip olmasındaki en önemli etkenlerden bir diğeri ise Sazova Parkı.
Resmi adı Eskişehir Bilim, Sanat ve Kültür Parkı olan tesis, farklı yaş gruplarının ilgisini çekebilecek şekilde tasarlanmış bölümlere sahip.
2008 yılında ziyarete açılan parkın en dikkat çekici bölümü, 5-11 yaş arası çocuklar için tasarlanmış Masal Şatosu. Ziyaretçilerin rehberli turlara katılarak gezebildiği şato, kısa sürede parkın en önemli simgesine dönüşmüş.
Şatoya ek olarak Korsan Gemisi de bir hayli ilgi çekiyor. Geminin tasarımında, Pilgrimler’in 1620 yılında Atlantik’i aşmak için bindikleri Mayflower isimli deniz taşıtı örnek alınmış. Tabii korsan temalı gemiden bahsetmişken yılın belirli dönemlerinde sportif etkinliklere sahne olan göleti de unutmamak gerekiyor.
Sazova Parkı’nda çocuklara eğitici içerik sunma görevini Eskişehir Hayvanat Bahçesi ve Eti Sualtı Dünyası üstleniyor. Hayvanat bahçesinde ayrıca huzur dolu atmosferi sayesinde büyükleri kendisine çeken Japon Bahçesi, çeşitli sürüngenlerin ve örümceklerin gözlemlenebildiği Tropikal Merkez ile Papağan Evi isimli üç bölüm bulunuyor.
Kentin batı kesiminde yer alan parkta zaman geçirirken bilgi dağarcığınızı genişletmek isterseniz Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’ne zaman ayırabilirsiniz. Esminyatürk’ü dolaşırken Türk dünyasına ait 32 farklı yapının 1/25 ölçeğinde kopyalarını yakından inceleyebilirsiniz.
Gezi trenine binerek rahatça gezebileceğiniz parkta, küçük yaştaki bireylere bilim sevgisini aşılamaya odaklı alanlar da unutulmamış.
Bilim Deney Merkezi’ni ziyaret eden çocuklar, interaktif içerikten yararlanıp bir yandan eğlenirken diğer taraftan yeni bilgiler edinebiliyor.
Sabancı Uzay Evi’nde ise üç boyutlu sunumlar aracılığıyla çocuklara evren, uzay, galaksi, yıldız, dünya ve diğer gezegenler hakkında bilgi aktarılıyor.

4) Kurşunlu Camii ve Külliyesi

Eskişehir’de ziyaret etmenizi önereceğim tarihi yapıları başında gelen Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde vezirlik yapmış Çoban Mustafa Paşa tarafından 1525 yılında inşa ettirilmiş.
Kubbesinin kaplandığı materyalden dolayı bu isimle anılan yapı kompleksinin inşasını Acem Ali üstlenmiş.
Özellikle Ramazan ayında yoğun ilgi gören cami dışında külliyede yedi farklı bölüm daha bulunuyor. Bu bölümler imarethane, aşevi, kervansaray, şadırvan, sıbyan mektebi, medrese ve tabhane olarak sıralanıyor.
Yapı grubunun medrese ya da o zamanlardaki adıyla Hanihaki bölümü, günümüzde Lületaşı Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Tabhane kısmı ise El Sanatları Çarşısı olarak kullanılıyor. Çarşıda alışveriş yapmak dışında sanatçıların nasıl üretim yaptıklarını canlı izleyebilirsiniz.
Benzer şekilde külliyenin girişindeki Sıcak Cam Atölyesi de el sanatlarına ilgi duyan gezginlere farklı fırsatlar sunuyor. Eğer ziyaretinizi eylül ayının sonuna denk getirirseniz, Uluslararası Cam Festivali kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere katılabilirsiniz.
Külliyenin yakın zamana kadar düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapan kısmına giderseniz, Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi’ni ziyaret etme olanağı bulabilirsiniz.
Müzede, Tanaçan’ın Odunpazarı Belediyesi’ne bağışladığı fotoğraf makineleri ve fotoğraflar ile kaynak niteliğindeki dergiler, kitaplar sergileniyor. Kültürel tesis, pazartesi hariç haftanın her günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık tutuluyor.

5) Balmumu Heykeller Müzesi

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in kurucusu olduğu Balmumu Heykeller Müzesi’nin açılışı 2013 yıllında gerçekleştirilmiş.
Kültürel tesis, Büyükerşen ve öğrencilerinin aslına uygun olarak hazırladıkları 160 balmumu heykele ev sahipliği yapıyor.
Müzenin koleksiyonu, televizyon dünyasının ve yaptıkları işlerle Türk siyasi tarihinde iz bırakmış önemli isimlerin heykellerinden oluşuyor.
Tesis, gerek sergilenen eserlerin yapım aşamasında kullanılan teknikler gerekse de koleksiyon zenginliği bakımından Madame Tussauds müzesine benzetiliyor.
Çocuklu ailelerin Eskişehir gezilecek yerler listelerine ekleyebilecekleri ideal mekânlardan biri olan müzede sergilenen heykeller, beş farklı salona ayrılmış durumda.
Salon A’ya girdiğinizde Türk tarihi için önemli simaları tasvir eden heykelleri görebilirsiniz. Müzenin en zengin bölümü konumundaki Salon B’de ağırlık televizyon dünyasından isimlere verilmiş.
Salon C, Türk kültürü ve edebiyatının zenginleşmesini sağlamış isimlere, bir sonraki bölüm ise 1950’den itibaren çeşitli görevler üstlenmiş devlet adamların ayrılmış.

6) Atlıhan El Sanatları Çarşısı

1850’li yıllarda Takattin Bey tarafından kente odun ticareti yapmak için gelen tüccarların konaklaması amacıyla yaptırılan Atlıhan El Sanatları Çarşısı, günümüzde hediyelik ve hatıra değeri taşıyan eşyalar bulmayı amaçlayan alışveriş tutkunlarından yoğun ilgi görüyor.
Geçmişte yerel halkın politik, ekonomik ve sosyal olayları konuşmak için toplandıkları önemli bir merkez görevi de üstlenen han, 1950’li yılların ortalarında adeta kaderine terk edilmiş.
Bu dönemi ağır hasarla atlatan tarihi yapı, 2006 yılında gerçekleştirilen Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında aslına uygun olarak restore edilmiş.
Tavafçı ve Odunpazarı adlarıyla da anılan hanın içerisindeki dükkânlarda, lüle taşından yapılma birbirinden güzel objeler bulabilirsiniz. Bu mekânlarda ayrıca gümüş ve ahşap gibi çeşitli materyallerden üretilmiş magnet, dekoratif tabak, takı, pipo, biblo gibi ürünler de yer alıyor.

7) Odunpazarı Modern Müze (OMM)

2019 yılında ziyarete açılan Odunpazarı Modern Müze projesinin hayat geçirilmesinde, mimar ve sanat koleksiyoncusu Erol Tabanca başrolü oynamış.
Müzede, tüm dünyadan modern ve çağdaş eserlerin sergilendiği bir buluşma noktası olma hedefi doğrultusunda çarpıcı çalışmalar, sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Açılışının üzerinden kısa süre geçmesine rağmen Odunpazarı’nın cazibesini şimdiden birkaç kat daha artırmış gibi görünen müzenin tasarımında, Japon mimar Kengo Kuma’nın imzası bulunuyor. Bölgenin geçmişinden ilham alınan tasarımda, Osmanlı ve Japon mimarileri modern unsurlarla başarılı biçimde harmanlanmış.
Bu sayede zaman geçirmesi gayet zevkli bir mekân kimliğine bürünen müzede, Tanabe Chikuunsai IV’ün OMM için özel hazırladığı yerleştirmeyi, Erol Tabanca’nın kişisel koleksiyonundaki eserlerin bir kısmını içeren “Vuslat” isimli sergiyi detaylıca inceleme fırsatı bulabilirsiniz.

8) Kentpark

Daha önce bahsettiğim gibi Porsuk Çayı denildiğinde eskiden birçok kişinin aklına doğrudan kirlilik ve dayanılması güç koku geliyordu. Ancak kentte gerçekleştirilen en büyük dönüşüm projelerinden biri konumundaki Kentpark sayesinde akarsu, uzak durulması gereken bir yer kimliğinden sıyrıldı.
2009 yılında ziyarete açılan park, ülkemizin ilk suni plajına ev sahipliği yapıyor. Eskişehir’in modern bir kent haline geldiğinin en önemli kanıtı niteliğindeki bu plaj, 350 metrelik uzunluğa sahip.
Ayrıca bünyesinde ailelere özel bir bölüm barındırıyor. Suni plajın hemen yanı başında ise yarı olimpik yüzme havuzu bulunuyor.
Parkı ziyaretiniz sırasında acıktığınızı hissederseniz, süs balıklarının ve kuğuların renk kattığı göletin kıyısındaki restorana yönelebilirsiniz.
Enerjinizi geri kazandıktan sonraysa rotanızı kapalı binicilik alanına çevirebilirsiniz. Alternatif olarak açık havanın tadını çıkartmak adına park boyunca uzanan parkurda yürüyüşe çıkabilirsiniz.

9) Şelale Park

Kentin kendine özgü manzarasının keyfini sürebileceğiniz en ideal noktaların başında gelen Şelale Park, 2009 yılında açılmış. 38 bin metrekare alana yayılmış park, her yaştan bireyin ilgisini çekebilecek detayları bünyesinde barındırıyor.
Adını ise seyir terası niteliğindeki oturma alanının hemen arka tarafında bulunan yapay şelaleden alıyor.
Şehirdeki cazibe merkezlerini ve alışveriş mekânlarını ziyaretle geçen yoğun bir günün ardından dinlenmek için gidebileceğiniz parkın yürüyüş parkurlarını arşınlarken özçekim yapmak isterseniz, teras biçimli oturma alanına yönelebilirsiniz.
Bu açıdan ayrıca yel değirmeni ile Don Kişot ve Sanço Panço heykelinin bulunduğu kısımlar da oldukça ilgi görüyor.

10) Eti Arkeoloji Müzesi

Kökenleri 1945 yılına kadar uzanan Eti Arkeoloji Müzesi‘ni, kentin tarihi hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak detayları barındırdığı için Eskişehir gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Müze, ilk başlarda Kurşunlu Külliyesi’nde faaliyet göstermiş. 1974 yılında ise Atatürk Bulvarı üzerindeki yerine taşınmış.
Ülkemizin projelendirmesinden teşhirine kadar tüm aşamaları özel sektör tarafından üstlenilmiş ilk müzesi olma özelliği taşıyan kültürel tesis, 2010 yılında itibaren şimdiki binasında ziyaretçilerini ağırlamaya başlamış.
Eti sponsorluğunda faaliyet gösteren arkeoloji müzesinin değerli koleksiyonu üç farklı salonda sergileniyor. Birinci salonda, Neolitik ve Frig çağları arasında kalan zaman dilimine odaklanılmış.
İkinci salona geçtiğinizde Hellenistik, Roma, Bizans ve İslam sonrası dönemlerden günümüze ulaşmış eserleri inceleyebilirsiniz. Üçüncü salon ise Roma ve Bizans zamanından kalma heykellere, mozaiklere ayrılmış.
Müzede sergilenen arkeolojik buluntular Şarhöyük, Pessinus Antik Kenti, Han Yeraltı Şehri, Keçiçayırı, Çavlum Köyü’ndeki Eski Hitit Nekropolü, Demircihöyük, Karacahisar ve Küllüoba gibi kazı alanlarından getirilmiş.

11) Çağdaş Cam Sanatları Müzesi

Eskişehir, kültürel açıdan Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip birçok mekâna ev sahipliği yapıyor. 2007 yılında Odunpazarı Evleri Kent Müzesi Kompleksi’nde faaliyet göstermeye başlamış Çağdaş Cam Sanatları Müzesi de bunlardan biri.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Üniversitesi ile Cam Dostları isimli grubun ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında kurulan müzede, 75 Türk ve 12 yabancı sanatçının ürettiği eserler sergileniyor.
Binlerce yıldır kültürlerin gelişmesine katkıda bulunan camın zarafetini ve evrenselliğini vurgulayan müzede sergi alanlarına ek olarak bir de tiyatro salonu bulunuyor.

12) Haller Gençlik Merkezi

Nüfusunun büyük bölümü üniversite öğrencilerinden oluşan Bağlar Bölgesi’ne hareket katan Haller Gençlik Merkezi, 2000 yılından bu yana uygun fiyatlı eğlence fırsatlarının peşindeki gezginleri kendisine çekiyor.
Gençlik merkezinin faaliyet gösterdiği bina, eskiden yaş sebze ve meyve hali olarak kullanılıyormuş. Ancak yapının atıl hale gelmesinden sonra ortaya çıkan kötü görüntüye son vermek adına gençlerin keyifli saatler geçirebilecekleri bir mekâna dönüştürülmesine karar verilmiş.
Tasarım aşamasında ise Londra’daki Covent Garden ile Hamburg’daki Çiçek Hali örnek alınmış.
Eskişehir Şehir Tiyatrosu’nun Tepebaşı Sahnesi’ne ev sahipliği yapan merkezde hediyelik eşya dükkânları, sergi salonu ve kitabevi bulunuyor. Tabii asıl ilgiyi ise kafeler ve barlar görüyor.

13) Eskişehir Hayvanat Bahçesi

Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’nın en çok ziyaretçi çeken bölümü konumundaki Eskişehir Hayvanat Bahçesi’ne ayrı bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum.
Zira iki yıllık yapım sürecinin ardından 2017’de kapılarını ziyaretçilerine açan hayvanat bahçesi, bünyesindeki tematik alanlar vasıtasıyla yediden yetmişe herkese keyif dolu saatler yaşatıyor.
Tesis, toplamda 85 bin metrekarelik alan üzerine kurulmuş. Yalnız bu alanın 27 bin metrekaresi, Japon Bahçesi’ne ayrılmış. Bir zamanlar parkın bölümlerinden biri olan Eti Sualtı Dünyası’nı da kapsayan hayvanat bahçesinde 243 farklı türde canlı yaşamlarını sürdürüyor.
Hayvanat bahçesinde gezerken çeşitli amfibileri, balıkları, eklem bacaklıları, kuşları, memelileri ve sürüngenleri doğal yaşam alanlarına benzer koşullar altında gözlemleyebilirsiniz. Hatta zaman zaman düzenlenen etkinliklere denk gelebilirsiniz.

14) İki Eylül Caddesi

Eskişehir’in kalbi olarak anılan İki Eylül Caddesi, gerek sosyal açıdan gerekse de alışveriş imkânları bakımından gezginlere zengin içerik sunuyor. Dört bir yanı kafeler, restoranlar ve mağazalarla dolu olan cadde, adını kentin kurtuluş gününden alıyor.
Merkezi konumu sayesinde aynı zamanda kentin en popüler konaklama bölgeleri arasında sayılan cadde, Odunpazarı ile Porsuk Çayı arasındaki bağlantıyı sağlıyor. Yolun motorlu taşıt trafiğine kapalı tutulması, yayalar için gayet güvenli ortam oluşturuyor.
İki önemli tramvay hattının kesiştiği caddede alışveriş yaparken Esnaf Sarayı’na da göz atabilirsiniz. Burası, şehirde açılan modern tarzdaki ilk alışveriş merkezi olma özelliği taşıyor.

15) Eskişehir Havacılık Müzesi

Yunus Emre Yerleşkesi’nin tam karşısında yer alan Eskişehir Havacılık Müzesi, İl Çevre Koruma Vakfı önderliğinde ve Hava Kuvvetleri, Eti, Anadolu Üniversitesi gibi kurumların desteğiyle 1997 yılında açılmış.
Ancak tesis, vakfın kapatılmasının ardından önce Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na, ardındansa Anadolu Üniversitesi’ne devredilmiş.
Havacılık tutkunlarının Eskişehir gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazı sayılan cazibe merkezi, daha çok müze olarak tanınıyor. Ancak hiçbir zaman bu statüyü kazanmamış bir yer. Zaten girişindeki tabelayı ve web sitesini incelerseniz, resmi adının Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı olduğunu kolayca fark edebilirsiniz. Tematik parkta ziyaretçileri, Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi Cengiz Topel’i tasvir eden heykel karşılıyor. Parkın iç kısımlarına doğru ilerlediğinizde ise Grumman S-2, AA 5B Tiger, Alouette SA 318 C, Phantom RF-4 E gibi ikonik modelleri yakından inceleyebilirsiniz.
Bu arada tesisin etkinlik takvimi de oldukça keyifli organizasyonlarla dolu. Kültürel tesis, yıl boyunca model uçak kurslarından restorasyonlara, şenliklerden konferanslara kadar birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

16) Alaaddin Camii

Odunpazarı, ağırlıklı olarak Osmanlı eserlerinin bulunduğu bir yerleşim bölgesi. Ancak ilçe, tarihe ve mimariye meraklı gezginlerin ilgisini çekebilecek güzellikte, Anadolu’nun farklı dönemlerine ışık tutan mekânları da bünyesinde barındırıyor.
Bu yapıların başında ise II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Anadolu Selçuklu Devleti’ni yönettiği 1267 yılında inşa edilmiş olan Alaaddin Camii geliyor. Sadeliğin ön planda olduğu cami, kendiyle aynı adı taşıyan park ile çevrelenmiş. Bu sayede de huzur dolu atmosferinin çok daha net biçimde hissedilebilmesi sağlanmış.
Dini yapı, dikkat çekici detaylarla bezenmiş minaresi ve kiremit kaplı çatısı aracılığıyla Osmanlı döneminden kalma türdeşlerinden farklı bir duruş sergiliyor.
Gerçi asırlar boyunca yapılan onarımlar ve yenileme çalışmaları sonrasında yapının özgün kimliğinden geriye bu iki kısımdaki detaylardan başka da bir şey kalmamış.
Cami, 1944’ten 1951’e kadar müze olarak kullanılmış. Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nin kendi binasına taşınmasının ardındansa yeniden ibadete açılmış.

17) Taşbaşı Çarşısı

Eğer yerel halkla iç içe olmanın ve özgün bir alışveriş deneyimi yaşamanın peşindeyseniz, mutlaka Taşbaşı Çarşısı’na gitmenizi öneririm.
Tipik bir Anadolu çarşısı niteliğindeki Taşbaşı, Eskişehir halkının günlük hayatından kesintiler sunması bir yana, hediyelik ve hatıralık eşya arayışındaki gezginlere cazip olanaklar sağlamasıyla tanınıyor.
İki katlı yapılarla çevrelenmiş çarşı, Pirinç İşhanı’ndan başlayıp Sıcaksular’a kadar uzanıyor. Vilayet Meydanı’na yakın konumu ve İki Eylül, Köprübaşı, Hamamyolu caddeleriyle bağlantılı olması Taşbaşı’na ulaşım konusunda gezginlerin işlerini bir hayli kolaylaştırıyor.
Etrafı dinlenmek için ideal yeşil alanlarla çevrelenmiş çarşıda çok sayıda kuyumcu bulunuyor. Zaten bölge, Kuyumcular Çarşısı adıyla da anılıyor. Kentin tarihini ve kültürünü yansıtan objelere raflarında yer veren dükkânlardan alışveriş yapmak için Çarşı Camii çevresine odaklanabilirsiniz.
Altın renkli heykellerle süslenmiş çarşıda alışverişten artakalan zamanınızda, Eskişehir’in en büyük yapıları arasında sayılan Reşadiye Camii’ni ziyaret edebilirsiniz.

18) Doktorlar Caddesi

Gündelik yaşamı gözlemlemek ve alışveriş fırsatlarını değerlendirmek için Doktorlar Caddesi’ni de gezi programınıza dâhil edebilirsiniz.
Yalnızca yaya trafiğine açık yolun resmi adı aslında İsmet İnönü-1 Bulvarı. Ancak zaman içerisinde bölgede faaliyet gösteren muayenehanelerin sayısında artış olunca, tıpkı Taşbaşı Çarşısı’ndaki gibi gayriresmi isim değişikliği yaşanmış.
Buradan ne zaman geçsem, İstiklal Caddesi’nin eski görünümü hemen aklıma geliyor. Zira çevresini saran binaların görünümü, iki yanına dikilmiş ağaçlar ve yoğun yaya trafiği İstanbul’daki türdeşiyle 1,5 kilometre uzunluğundaki Doktorlar Caddesi arasında öne çıkan benzerlikleri oluşturuyor.
Özel günler öncesinde yapılan süslemelerle görünümü çok daha göz alıcı hale gelen cadde, Kanatlı AVM ve Espark gibi AVM’ler sayesinde alıveriş tutkunlarını kendisine çekiyor. Tabii Eskişehir’in renkli gece hayatını deneyimlemek isteyenleri de eli boş göndermiyor.

19) Devrim Otomobili

Türk sanayisi için önemli mihenk taşı olacakken bilinçsizlik sonucunda devamı gelmeyen bir projeye dönüşen Devrim Otomobili, Tülomsaş Müzesi’nde ziyaret edilmeyi bekliyor.
Otomobilin hikâyesi, 1961 yılında Ankara’da gerçekleştirilen bir toplantıyla yazılmaya başlanmış. Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Daireleri’nde görevli 20 yönetici ile mühendisin çağrıldığı bu toplantıda, ordu için otomobil geliştirilmesi görevinin TCDD’ye verildiği ve o zamanın parasıyla 1,4 milyon TL ödenek ayrıldığı açıklanmış. Süreninse yalnızca 4,5 ay olduğu belirtilmiş.
Emin Bozoğlu önderliğindeki ekip, Eskişehir’deki atölyede 4,5 ay süren hummalı bir çalışmanın ardından 50 beygir gücünde, maksimum 140 kilometre hıza çıkabilen, 2070 santimetreküp hacimli motora sahip 4 binek otomobili kullanıma hazır hale getirmeyi başarmış.
29 Ekim 1961 tarihinde TBMM binasının önünde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e sunulan araçlarla önce Anıtkabir’e gidilmiş. Ardındansa Gürsel, Devrim ile Ankara Hipodromu’ndaki geçit törenine katılmış.
Ancak bu esnada gerçekleştirilen yakıt ikmalleri, basın tarafından kasten otomobillerin çalışmadıkları şeklinde halka aktarılmış. Oluşan kamuoyu baskısı nedeniyle de proje, bir daha asla gündeme alınmayacak şekilde rafa kaldırılmış.
Fabrikanın yerleşkesinde camekân içerisinde sergilenen Devrim Otomobili’ni ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Ancak bunun için öncelikle 0 222 224 0000 numaralı telefonu arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.

20) Lületaşı Müzesi

Eskişehir gezilecek yerler listesinin son sırasını, Kurşunlu Külliyesi’ni anlatırken adını andığımı Lületaşı Müzesi’ne ayırdım. 2008 yılında ziyarete açılan kültürel tesiste, 60 kadar sanatçının “Eskişehir Taşı” olarak da bilinen lüle taşından yapılma 400’e yakın eseri sergileniyor.
Müzenin koleksiyonu, Büyükşehir Belediyesi tarafından Uluslararası Lületaşı Festivali, yerel yarışmalar ve sergilerde yer alan eserler 1998 yılından itibaren toplanarak oluşturulmuş. Kültürel tesiste, sergi alanlarına ek olarak satış yapılan dükkânlara da yer verilmiş.
whatsapp ile iletişime geç